top of page

30 Yaşından Önce 30 Hayat Dersi


Mariah Carey bir keresinde "Benim doğum günlerim yok, yıldönümlerim var" demişti—bu, yüzeyde klasik bir diva söylemi gibi görünüyor. Ancak yirmili yaşlarımın sonuna yaklaşırken, bu sözü giderek daha fazla düşünmeye başladım. Otuz yaşına geçiş, toplumsal beklentilerle dolu bir dönem gibi geliyor; hayatı çözmüş olmamız gereken bir son tarih gibi. Ama neden otuz yaşına gelmek bu kadar ürkütücü bir dönüm noktası olarak görülüyor?


Çoğu zaman bize yaşlanmanın, zamana karşı bir yarış olduğu—bir şeylerin sona erdiğinin, değil de başladığının bir işareti olduğu öğretilir. Başarılarımızı ve dönüm noktalarımızı to-do listelerindeki maddeler gibi biriktirmemiz teşvik edilir: kariyer, ilişkiler, istikrar. Bu zaman çizelgesini takip etmeyenler genellikle dışlanmış gibi görülür, sanki hayatın havaalanına geç varmışsın ve uçağı kaçırmışsın gibi.


Ama benim için yaşlanmak, kutuları işaretlemekle ilgili olmadı. Hayatımın büyük bir kısmını tek bir soruyu sorarak geçirdim: Sen kimsin? Ve öğrendim ki hayat, kendini yaratmakla değil, zaten kim olduğumuzu hatırlamakla ilgilidir. Gerçek benliğimizi bulma süreci dağınık ve uzun olabilir ve sadece seçimlerimizi değil, varoluşumuzu sorgulama tuzağına düşmek kolaydır.


İtiraf etmeliyim ki, ben kendini sürekli sorgulayan, kararlarını sorgulayan, yeterince yapıp yapmadığımı, yeterli olup olmadığımı sorgulayan biriyim. Bu sürekli kendini sorgulama hâlinde, “Ben kimim?” sorusundan “Neden buradayım?” sorusuna geçtim. Ve fark ettim ki asıl mücadele burada başlıyor.


Hayattaki yolculuğum sadece kendimi hatırlama süreci değildi—aynı zamanda sanatçı olmanın hem hediyesini hem de yükünü taşımaktı. İçimde bir ateş var, dünyaya vizyonumu paylaşma arzusu. Bir şarkıyla, bir performansla, bir filmle ya da bir hikayeyle her meşguliyetimde fark ediyorum ki, son hali zaten içimde var. Onu sıfırdan yaratmak zorunda değilim; sadece hatırlamam, keşfetmem ve yeteneklerimin derinliklerini ortaya çıkarmam gerekiyor.


Çocukken dans edebileceğimi asla hayal etmezdim—ama şimdi burada, sadece dans etmiyorum, başkalarına da öğretiyorum. Genç bir yetişkinken müzik yapma kapasitem olduğuna inanmazdım—ama şimdi dünyanın önünde duruyorum, baştan sona kendim yarattığım bir albümü sunuyorum. Hayatımın en karanlık anlarında, o ezici gölgenin ötesinde başka bir şey hissedebileceğimi asla düşünmezdim. Ama şimdi buradayım, sadece kendi yolumu aydınlatmakla kalmıyor, etrafımdaki dünyayı da ışığımla aydınlatıyorum.


Hayat benim için favori bir diziyi izlemek gibi—her bölüm hikayeye daha fazla netlik ve derinlik katıyor. İçgüdülerim bana tüm diziyi bir oturuşta izlememi söylese de sabrın içinde bir bilgelik olduğunu biliyorum. Deneyimi ileri sarmak için acele etmeye gerek yok. Yaşlanmaktan korkmuyorum ve hiçbir fırsatı kaçırdığıma inanmıyorum. Hayatım, bilinmeyen bir otoyolda ilerleyip yeni rotalar keşfetmek ve “Bu yolun da var olduğunu bilmiyordum” diye düşünmek gibi oldu.


Her viraj, beni bugün olduğum yere getirdi—bilinmeyeni merakla ve pişmanlıkla değil, merakla kucaklamaya.


Otuz yaşıma yaklaşırken, öğrendiğim en önemli derslerden bazılarını paylaşmak istiyorum—keşke daha erken bilseydim dediğim dersler. İşte otuz yaşımdan önce beni şekillendiren otuz gerçek:


1) Bir şey net değilse, soru sormaktan çekinme.

On iki yaşında, sorular sormaya korkardım, cevapların olup olmadığını bile bilmezdim. Keşke biri o zaman bana söylemiş olsaydı: Her sorunun bir değeri vardır ve hiçbir soru aptalca değildir. Bu dersi, kendini keşfetme yolunda kaybolmuş hisseden herkese aktarmayı umuyorum.


2) En iyi arkadaşlıklar bile değişir ve bazı arkadaşların senin entelektüel seviyende olmayacak.

Arkadaşların hayatında sonsuza kadar var olacakmış gibi gelebilir. Ama zamanla bazılarını geride bırakacaksın. Sonunda fark edeceksin ki, yatırım yapabileceğin en önemli arkadaşlık kendinle olan.Onları değer verdiğin nitelikler için takdir et.


3) Paranın değerini erken öğren. Nihai amacın olmayan bir şeyi geçici olarak yapmak sorun değil.

Keşke para her zaman var olmayacağını bilseydim. Erken başla ve yaratıcı yollarla para kazanmayı öğren. Para olmadan, hayallerin dünyada şekil bulamaz.Hayatta kalmak için paraya ihtiyacın var. Bunda utanılacak bir şey yok.


4) Aileni hoş görme zorunluluğun ve duygusal bir borcun yok. Sınırlar gerekli, hatta arkadaşlar ve partnerlerle de.

Saygı göstermeyi ve talep etmeyi öğren, hatta ailenden bile. Sınırlarını belirle, çünkü ne kadar büyürsen büyü, ebeveynlerin bu sınırları kabul etmekte zorlanabilir. Duygusal bağımlılık normaldir, ancak zamanla bunu aşmayı öğrenmelisin. Hayır demeyi öğrenmek, enerjini ve ruh sağlığını korumak için gereklidir. Bu zaman alacaktır.


5) Akademik başarı yeteneklerini tanımlamaz.

Medya, tiyatro ve Amerikan Ingiliz bilimleri okudum ama üç yıl sonra bıraktım. Akademik dünyanın benim olmam gereken yer olmadığını fark ettim ve bu sorun değil. Kendinde bir doktora yarat. Saha tecrübesi daha önemlidir ve eşit derecede değerlidir.


6) Mutluluk yerle ilgili değil, içten gelir.

En lüks ortamda bile bir kafesteki kuş hâlâ kafestedir.


7) Kıyaslama neşeyi öldürür.

Yolun eşsizdir ve başkalarıyla kıyaslamak sadece ilerlemeni bulandırır. Ama kıyaslamak neredeyse kaçınılmazdır—onu bırakmayı öğren.


8) Otantiklik en büyük gücündür.

Kendine sadık kalmak, zor olsa bile, seni huzura daha yaklaştıracaktır. Başkalarından ilham almakta bir sorun yok, ama her zaman kendi özüne geri dön.


9) Değişim kaçınılmazdır—hızla kabul et.

Hiçbir şey aynı kalmaz. Değişimi kucaklamayı öğren, yoksa seni zorlayacaktır.


10) Her şeyi bilmek zorunda değilsin, ama öğrenmemek de doğru değil.

Şu anda tüm cevaplara ihtiyacın yok. Belirsizlik hayatın bir parçasıdır, ama bilgiyle o boşlukları doldur.


11) Bir yolu varsa, bir çıkışı da vardır.

Bu, insan matematiği. Ve ben matematiği hiç sevmem.


12) Başarısızlık seni motive etsin—ve sık sık başarısız ol.

Başarısızlık büyümenin bir parçasıdır. Üzüntüyü hisset ama sonra onu harekete dönüştür.


13) Fikirlerini, tamamen senin olana kadar paylaşma.

Kıskançlık doğal bir insan özelliğidir. Bunu kabul etmeyi öğren ve vizyonunu hazır olana kadar koru.


14) Aynı hedefe sahip olduğun insanlardan tavsiye alma.

Sana yardım ederler ama seni asla geçmeni istemezler. Ve bu sorun değil.


15) Güzellik her yerde—perspektifini genişlet.

Eğer göremiyorsan, henüz buna hazır değilsin.


16) Kalbin kırılacak.

Eğer kırılmazsa, bir kalbin yoktur.


17) Aşk bir yanılsama gibi gelebilir—öyleyse önce kendini sev.

Bugüne kadar kimse aşktan ölmedi.


18) Kendi balonunun dışındaki bakış açılarını araştır.

İnsanlara ne duymak veya görmek istediklerini sor. Bu, dünyaya bakışını değiştirecektir.


19) "Bunu ben yaptım" demek sorun değil.

Başarılarını küçümseme. Onlar için çok çalıştın. Sahip çık ama mütevazı kal.


20) İnançta huzur bul.

Hayallerini manifest et ve onları gözünün önünde net bir şekilde gör. Şükür, ruhun sadakasıdır.


21) Zaman alır—sabırlı ol.

Hedeflerini ve kendini sorgulayacaksın. Bu yolculuğun bir parçasıdır. Eğer aklında varsa, zaten gerçekleşme yolunda demektir.


22) Mükemmel değilsin ve her zaman senden daha iyi biri olacak.

Ama onlar asla sen olamaz. İşte bu senin gücün.


23) Her şeyi ve herkesi fiziksel formda tutmak zorunda değilsin.

Anılar, insanları ve anları sonsuza dek canlı tutar.


24) Vücudun değişecek ve fiziksel yeteneklerin de.

Bu değişimlere uyum sağlamayı öğren.


25) Yirmili yaşlarını dolu dolu yaşa.

Ben yaşamadım. Molalar ver, seyahat et, partilere git ve meraklı ol.


26) Sanatın, istediğin zaman değil, doğru zaman geldiğinde kendini gösterecek. Her zaman yarat—asla durma.

16 yaşında şarkılar yazdım ama ancak şimdi paylaşılıyorlar. Yaratıcılığının zamanlamasına güven. Gücün sürekli pratik gerektirir. Fazla düşünme ya da mükemmellik için bekleme. Sadece serbest bırak.


27) İnsanlar her şeyi kabul edebilir.

Zamanla, insanların uyum sağlayamayacağı hiçbir şey yoktur.


28) Güçlü bir cinsel enerjiye sahip olmak seni ahlaksız yapmaz—bu, seni canlı yapar.

Ama onu nasıl ifade ettiğinde akıllı ol.


29) Bazı yaralar asla iyileşmez ve ruhsal iyileşme zaman alır. Aynı yara birden fazla kez kanayabilir.

Ama onlarla yaşamayı öğreneceksin ve Ve her an değerlidir. Tadını çıkar.


30) Çocukluk travmalarını yetişkinlikte hatırlayacaksın.

Eğer onlarla yüzleşmeye hazır hissediyorsan, yüzleş.**


Yirmili yaşlarıma geri dönüp baktığımda, kendime verdiğim en büyük hediyenin, soru sormaya, hata yapmaya ve kendi hızımda büyümeye izin vermek olduğunu fark ediyorum. Otuzlarıma adım atarken, bilinmeyenden artık korkmuyorum. Onu memnuniyetle karşılıyorum, çünkü hayatın her şeyi çözmekten ziyade, olma sürecini—kim olduğumu hatırlamayı—kucaklamakla ilgili olduğunu biliyorum.


Ve bunun her yıl kutlanmaya değer bir şey olduğunu düşünüyorum.

 
 
 

Comments


© 2025 by Mert Güngör

bottom of page